KALIN BAĞIRSAK KANSERİ ÖNLENEBİLİR!

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ev sahipliğinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği ve Kanserle Dans Derneği’nin katkıları ile “Kalın Bağırsak Kanseri Farkındalık Ayı” çerçevesinde düzenlenen “Kayıp bir saat mi kazanılan bir hayat mı?” basın toplantısında, kalın bağırsak kanserinde tarama testleri ve erken tanının önemine dikkat çekildi.


Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ev sahipliğinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği ve Kanserle Dans Derneği’nin katkıları ile “Kalın Bağırsak Kanseri Farkındalık Ayı” çerçevesinde düzenlenen “Kayıp bir saat mi kazanılan bir hayat mı?” basın toplantısında, kalın bağırsak kanserinde tarama testleri ve erken tanının önemine dikkat çekildi.

 

 

Mete Generaloğlu/ Sağlıkmuhabiri.Net/ Ankara

 

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nın öncülüğünde, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği ve Kanserle Dans Derneği katkıları ile “Kalın Bağırsak Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında Ankara’da bir dizi etkinlik gerçekleştirildi. Kanserle mücadele ve farkındalık çalışmalarıyla dikkat çeken Kanserle Dans Derneği’nin Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji

Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayhan Kuzu ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Cihangir Akyol, Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Gürkan’ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’de kalın bağırsak ve rektum kanserlerinin yüzde 10 ile en sık görülen üçüncü kanser türü olduğuna dikkat çekilerek, kalın bağırsak kanserine yönelik tedavi yöntemlerinin önemli düzeyde geliştiği vurgulandı.

 

Prof. Dr. Kuzu: ‘En kolay tespit edilen kanser türü’

 

Basın toplantısında konuşan, Prof. Dr. Ayhan Kuzu, Doç. Dr. Cihangir Akyol ve Sevil Gürkan, kalın bağırsak kanserinin düzenli tarama sonucu erken teşhis ile “en kolay tespit edilebilir ve tedavi edilebilir” kanser türü olduğunu vurguladı. Kalın bağırsak kanserinin Türkiye’de en sık görülen 3. kanser türü olduğuna dikkat çeken Sevil Gürkan “Özellikle pandemi sebebiyle kalın bağırsak kanseri belirtileri yaşayan kişiler hastaneye gitmekten çekindikleri için gerekli taramaları yaptırmadığını gördük. Ancak kalın bağırsak kanseri erken teşhisle önlenebilir bir hastalık ve özellikle 50 yaş ile üstü kişilerin kontrollerini yaptırmaları hayat kurtarıyor. Obezite, hayvansal yağlardan zengin beslenme, işlenmiş et ürünlerinin kullanımı, liften fakir beslenme, sigara, alkol tüketiminin kalın bağırsak kanseri için risk oluşturduğu bilimsel olarak biliniyor. 50 yaşından sonra, kadın-erkek fark etmeksizin, mutlaka her 10 yılda bir kolonoskopi taramasından geçilmesi, her 2 yılda bir de gaitada gizli kan testiyle erken teşhis ve tedavi imkanını artıracaktır. Kanserle Dans Derneği olarak, kalın bağırsak kanseri vaka sayılarının tarama ve hekim kontrolleriyle azaltılabilmesi, doğru bilgi ve yeni tedavi yöntemlerini hem halkımıza hem de hastalarımıza ve yakınlarına anlatmak amacıyla “Kalın Bağırsak Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında çalışmalarımıza hız verdik ve bir dizi etkinlik düzenledik” dedi.

 

‘Cerrahi, kalın bağırsak kanserinin en önemli tedavi edici basamağı’

 

Kalın bağırsak kanserinde tarama testleri ve erken tanının hayat kurtardığına dikkat çeken Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayhan Kuzu, “Kolorektal kanserlerin yüzde 90 kadarı polip zemininde gelişiyor ve küçük çaplı bir polipin ortalama kansere dönüşmesi yaklaşık 8 ile 10 yıl civarında sürüyor. Aslında bir anlamda polipleri çıkarmamız için bize yeterli zaman tanıyor. Bu sürede yapılacak tarama testlerinin amacı örneğin meme kanseri tarama testlerinden biraz farklı. Buradaki ana amaç erken tanı değil, hastalığı önlemek, yani engellemek. Elbette erken tanı da ikincil olarak önemli bir kazanım, fakat öncelikle kolonoskopiyle hastayı hastalıktan kurtarma, hastalığın oluşmasını önleme imkanımız bulunuyor” ifadelerini kullandı.

 

Hastalığın tedavisinde üç ana yöntem kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Kuzu, bunları “Cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi olarak sıralayarak, “her hastanın farklı bir tedavi aldığını belirtmekte fayda var. Cerrahi, kolorektal kanserin en önemli tedavi edici basamağı ve yıllar içinde oldukça gelişti. Kolorektal kanser önlenebilir bir hastalık, öldürücü fakat tedavi edilebilir bir hastalık. Ancak tedavi yöntemleri arasında ana tedavinin cerrahi

olduğunu vurgulamak gerekiyor. Günümüz bilimsel verilerine baktığımızda, cerrahinin yerini tutabilecek başka bir tedavi yok. Hastaların bir kısmı cerrahi ile tamamen tedavi olabiliyorken bir kısmında da cerrahi sonrasında ilaç ve kemoterapi gibi tedavilere ihtiyaç gerebiliyor” dedi.

 

Doç. Dr. Akyol: ‘Genç yaşta artıyor, tarama testleri 45 yaşa çekiliyor’

 

Dünyada kolorektal kanser vakalarının, 50 yaş ve üstü kişilerde görülme sıklığının yılda yüzde 3 azaldığını belirten Doç. Dr. Cihangir Akyol ise, “Bu azalmanın tek bir ana sebebi var, o da kolonoskopi gibi tarama yöntemlerinin gelişimi ve yaygınlaşması. Bununla birlikte, hayat tarzı ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklik sebepleri başta olmak üzere, genç yaşta kolorektal kanser görülme sıklığının ise maalesef arttığını görüyoruz.

Her sene yüzde 2 oranında genç, yani 55 yaş altı kalın bağırsak kanseri hasta sayısı artıyor. Dolayısıyla artık dünyada yavaş yavaş tarama testinin 45 yaşa çekildiğini görüyoruz. Bu sebeple en ufak bir belirti ve semptom gördüğünüzde hekiminize başvurmanız ve tarama testlerini yaptırmanız hayati önem taşıyor. Tarama testleriyle

kolorektal kanserlere bağlı ölümlerin yüzde 60’ını önleyebilir durumdayız. Kolorektal kanser taraması için 50 yaş ve üzerindeki herkes kolonoskopi yaptırmalı. Eğer aile hikayesi varsa 40 yaşından itibaren bu tarama başlamalı” ifadelerini kullandı.

 

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihangir Akyol, dünyada 50 yaş üstündeki kişilerde kalın bağırsak kanseri vakalarının kolonoskopi gibi tarama testleri sayesinde her yıl düştüğünü, ancak genç yaşta görülme  sıklığının ise arttığına dikkat çekti. Dr. Akyol, “Her sene yüzde 2 oranında daha genç, yani 50 yaş altı kalın bağırsak kanseri hastası sayısı artıyor. Artık dünyada yavaş yavaş tarama

testinin 45 yaşa çekildiğini görüyoruz. Bu sebeple en ufak bir belirti ve semptom

gördüğünüzde hekiminize başvurmanız ve tarama testlerini yaptırmanız hayati önem taşıyor.

Tarama testleriyle kolorektal kansere bağlı ölümlerin yüzde 60’ını önleyebilir durumdayız.

Hiçbir şikayetiniz olmasa bile 50 yaşın üzerinde ki herkes gaitada gizli kan testi veya kolonoskopi gibi

tarama testlerini yaptırmalıdır” dedi.

 

Gürkan: ‘Farkındalığın artırılması önemli’

 

Toplantı sonunda konuşan Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Gürkan toplumumuzda kolorektal kanserlere ilişkin farkındalığın artırılmasının çok değerli olduğunu vurguladı Gürkan,  “Bu projenin gerçekleşmesinde öncülük eden Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne, desteklerini esirgemeyen Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ve Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği’ne, projenin hayata geçirilmesine verdiği koşulsuz destek ile katkı sağlayan tüm destekçilerimize bir kez daha en içten teşekkürlerimizi iletmek isteriz” dedi.

 

‘Önlenebilir bir hastalık’

 

Kalın bağırsak kanserinin Türkiye’de en sık görülen 3. kanser türü olduğunu fakat aynı zamanda önlenebilir, teşhis edilebilir ve tedavi edilebilir bir kanser türü olduğunu vurgulayan Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Gürkan, “Özellikle pandemi sebebiyle kalın bağırsak kanseri belirtileriyaşayan kişilerin hastaneye gitmekten çekindikleri için gerekli taramaları yaptırmadığını gördük. Ancak kalın bağırsak kanseri erken teşhisle önlenebilir bir hastalık ve özellikle 50 yaş ile üstü kişilerin kontrollerini yaptırmaları hayat kurtarıyor” dedi.

 

Haber Resimleri