KANSER BAKIMINDA AÇIĞI KAPATIN

 

 

YAYGIN GÖRÜLEN KANSER TÜRLERİNE

MOLEKÜLER TESTLER GELİYOR

 

Bilim insanları “Kanserler belirti vermeden önce kan taraması ile tespit edilebilir mi?” sorusuna cevap arıyor. Yıllardır süren araştırmalar son aylarda yoğunlaştı ve bunun mümkün olabileceğine dair ciddi veriler elde ediliyor. Çoğu kanser türünde taramalar büyük ölçüde biyopsi veya ameliyat materyallerinden alınan doku örnekleri üzerinde yapılıyor. Bu taramaların kan örnekleri üzerinde yapılabilmesi kanserin çok erken tanısı ve tedavisinde çığır açabilir ve kanser ölümlerini büyük oranlarda düşürebilir.

 

Mete Generaloğlu/ Sağlıkmuhabiri.Net/ Ankara

 

UICC, Dünya Kanser Kontrol Örgütü Eski Başkanı ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Eski Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın Dünya Kanser Günü nedeniyle Ankara Atakule’de basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Tezer Kutluk ve Prof. Dr. Şuayib Yalçın kanserin erken teşhisinde kullanılabilecek moleküler testler üzerinde çalışmaların devam ettiğini özellikle yaygın görülen 8-10 kanser türü için bu testlerin mutlaka geleceğini söyledi.

 

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’nun Türkiye'nin ve dünyanın en eski kanser örgütlerinden ve Türkiye'de birçok ilke imzasını atmış bir örgüt olduğunu belirten Prof. Dr. Tezer Kutluk, “Türkiye'ye 2005 yılında Dünya Kanser Günü kampanyaları da Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği aracılığıyla gelmiştir. Dünya Kanser Gününün amacı bütün dünyayla aynı gün tek bir ses çıkartmak, aynı mesajı vermek, beraber hareket ederek kanserin kontrol edilmesinde önemli yol alabilme çabasıdır Dünya Kanser Günü.” diye konuştu.

 

Kanser Bakımına Eşirimde Problemler Var

Kanser bakımına erişim noktasında dünyanın farklı ülkelerinde hatta zengin ülkelerde bile eşitsizlik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tezer Kutluk,  Dünyanın farklı ülkelerinde korunmadan tedaviye, önlemeden erken tanıdan palyatif bakıma erişimde dünya genelinde eşitsizlikler olduğunu söyledi.  Kutluk, “Bütün insanların buna erişmesi için bu kampanya yürütülüyor. Biz de bu kampanyada bütün dünyayla aynı gün 4 Şubat Dünya Kanser Günü'nde bu sloganla mesajımızı veriyoruz. Dünyada her yıl 20 milyon kişi kanser oluyor. Bunların 10 milyonu kaybediliyor, 10 milyonu kurtarılıyor. Ne tarafından bakarsanız bakın 10 milyon sebebimiz var. Ama biz biliyoruz ki bu kaybedilen 10 milyon kişinin de doğru adımlar atıldığı zaman önemli bir kısmının kısa ve orta vadede kurtarılabileceğini biliyoruz. Eğer gerekli önlemler alınırsa bu 10 milyon ölümün 4-5 milyonunu kısa ve orta vadede kurtarmak mümkün gözüküyor.” dedi.

Prof. Dr. Tezer Kutluk, “ Dünyada kanserin tanı ve tedavisi daha iyi bir noktaya gidiyor. Tüm çocuk kanserlerinde iyileşme oranı yüzde 20-25 oranındaydı. Bugün yüzde 80-85. Ama bir başka sorun var. Bu toplantıyı gerçekleştirme gerekçemiz de o; yüzde 80,85, doğru zamanda, doğru yerde, doğru tedaviye ulaşabilene yüzde 80-85. Dünya Sağlık Teşkilatının Başkanı,  ‘sosyal medyada gördüm’ kanser bakımında açığı kapatın diyor. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı söylüyor bunu. Akıllıca bir hareket yaptı birkaç sene önce, servikal kanserlerin elimilasyonu yani aşıyla korunulabilen ve tedavisi olan bir kanser türü rahim ağzı kanserleri, serviks kanserleri ama hala dünyada en çok öldüren kanserlerden biri durumunda. Dünyada bu ölümleri sıfıra yakına getirebiliriz diyor Dünya Sağlık Teşkilatı ve önemli örgütler. Bütün kanserlerle aynı anda baş edemiyorsak 5 tane 1 koyup 10 alabileceğimiz kanserlere ilgili programlar geliştiriyorlar. Bir taraftan ilerleme devam ederken, bir taraftan da insanların mevcut imkanlara erişiminde problem var dünyada.” diye konuştu.

 

Pandemi Sonrasında Artış Olacağı Öngörülüyor

Pandemi döneminde tanı ve tarama faaliyetlerinde düşüş olduğunun gözlemlendiğini belirten Prof. Dr. Tezer Kutluk, Türkiye’de her yıl yaklaşık 230 bin civarında kanser vakası beklendiğini söyledi. Kutluk, “Bu kanserlerin içerisinde 35 bin civarında akciğer kanseri, 22 bin civarında meme kanseri, 18 bine yakın kalın bağırsak kanseri ve yine 17 bin civarında prostat kanseri görülüyor. Pandemi öncesinde Türkiye'de, kanser tarama sayısı 7 milyona kadar çıkmıştı. Bu sayı 2020'de 3 milyona düştü, 2021'de 4,5 milyona çıktı. Bu durum bütün dünyada böyle. Birçok ülkede salgın döneminde aksayan tanı ve tarama hizmetleri nedeniyle pandemi sonrasında kansere bağlı ölümlerde, kanser türüne göre yüzde 5 ila 10 arasında artış olacağı öngörülüyor" ifadelerini kullandı.

 

HPV Aşısının Geri Ödeme Kapsamına Alınmasını Talep Ediyoruz

Sözlerini “HPV aşısı uygulanmalıdır. HPV aşısı geri ödeme kapsamına alınmalıdır” diyerek sürdüren Prof. Dr. Tezer Kutluk, “Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu bunun arkasındadır. Yıllardan beridir söylüyoruz; bütün dünyada artık kız çocuklarını bırakın erkekler de aşılanmaya başlandı. Dünyanın önemli örgütleri akademi ve sivil toplum kuruluşları servikal kanserlerin dünyadan silinmesi kadınları ölmemesi için çalışıyor, bu önlenebilir, bu bir virüs ve kansere yol açıyor. Toplumun sağlık okur yazarlığını arttığını biliyoruz. Dolayısıyla her seferinde altını çizelim. Buradan çağrıda bulunuyoruz,  Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu HPV aşısının geri ödeme kapsamına alınmasını talep ediyor.” dedi.

 

Sağlıklı Bir Nesil Görmek İstiyoruz

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Önceki Genel Başkanı Prof Dr. Şuayib Yalçın ise konuşmasında, onkolog olarak tedavi edecek değil tedavi etmeyecek sağlıklı bir nesil görmek istediklerini ifade etti. Prof. Dr. Yalçın, “Rahim ağzı kanseri bir zamanlar en önemli kanserlerden biriydi ve geriye düştü. Mide kanseri geçen yüzyılın en önemli kanseriydi, gıdanın düzgün şekilde korunması ve kullanılması ile birlikte özellikle gelişmiş ülkelerde ilk 10 kanserin arasına girmemeye başladı. Hepatit B çok önemli problemdi aşılama programı ile birlikte bunlar ülkemizde yüzde 20’lerden yüzde 2-3’lere düştü. Kolon kanserinde de erken tarama programları sayesinde düşüş yaşanıyor. Tedavi başarı oranları da çok arttı. Fakat biz onkolog olarak tedavi edecek değil tedavi etmeyecek sağlıklı bir nesil görmek istiyoruz.” dedi.

 

 Gündemde Kalmalı

Covid-19 gibi kanserinde gündemde kalması gerektiğini belirten Prof. Dr. Şuayib Yalçın, “Covid-19 hastalığı çok önemli ve gördüğünüz gibi çok büyük önlemler alındı. Tüm dünyada benzer şekilde kriz yönetiliyor. Dünya Kanser Gününü de bunun gibi düşünün. Nasıl Covid-19'da uluslararası işbirliği, testler oluyor Dünya Kanser Günü'nün de en önemli noktalarından birisi bunu sağlayabilmek ve güç birliği yapabilmek. Bunu gündeme taşıyabilmek önemli. Bu problemi unutmayalım, açıklarımızı kapatalım, önlemleri alalım ve programdan düşmeyelim. Global ajandadan, farkındalıktan düşmeyelim. Bireyler de kişisel tercihleriyle korunabilsin. Erken tanı korunabilir, yaşam süremiz uzayabilir. Yılda 100 binin üzerinde her yıl kanserden ölümler olabiliyor" dedi.

 

Moleküler Testler Geliyor

Kanser tanısı ve tedavisinde çığır açabilecek kan testleri ile kanserlerin erken teşhisi konusunda da görüşlerini açıklayan Prof. Dr. Şuayib Yalçın, bu konuda ki çalışmaların çok önemli olduğunu söyleyerek, “Biz her kanserin erken parmak izlerini tanımlayabilirsek, bu da yeni moleküler tanı yöntemlerinin artması ve bunların endüstriyel olarak ulaşılabilir olması üretilebilmesini mümkün kılar. Bunları yapabilirsek gerçekten de bu mümkün. Özellikle Amerika’daki birkaç firmanın bu testleri geliştirdiği ve üstün sonuçların alındığı biliyoruz ama henüz bilimsel çalışmada olmuş olması, bunun alt yapısı ve maliyeti nasıl olur, hangi laboratuvarları kurarsın da bu sonuçları alırsın gibi, biraz daha karmaşık olan ama oraya gidecek olduğu konusunda özellikle en yaygın gözüken 8-10 kanserle ilgili bu moleküler testler geliyor. Tabi bunların toplum tabanında yaygınlaşması, alt yapısının hazırlanması ve uygulanabilir olması da gerekiyor. Biraz zaman lazım ama kesinlikle geliyor” dedi. 

Haber Resimleri