KTEPH'E DİKKAT
Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyon (KTEPH) hastalığı Türkiye’de ve dünyada her geçen gün artış gösterirken, hastalığa dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği tarafından “KTEPH Farkındalık Günü” düzenlendi. Koronavirüs ile karıştırılan hastalığın belirtileri arasında ilk sırada nefes darlığı yer alıyor. “KTEPH Aklımda” mottosuyla gerçekleşen etkinlikler kapsamında nefesin önemine dikkat çekildi.
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği tarafından Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyon (KTEPH) hastalığına karşı farkındalık oluşturmak ve bilinirliğini artırmak için Ankara’da “KTEPH Farkındalık Günü” düzenlendi.
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği üyeleri tarafından hastalık
hakkında bilinmeyenler konuşuldu. Etkinlik kapsamında hastalığın en önemli
belirtisi nefes darlığına dikkat çekmek için nefes söyleşisi, Fotokolektif
Fotoğraf Atölyeleri tarafından “NefesSİZsiniz” fotoğraf sergisi ve Golden Horn
Brass Ekibi ile nefesli sazlardan oluşan Nefes temalı konser düzenlendi.
Prof. Dr.
Tankut Akay “Koronavirüs veya yüksek tansiyonla karıştırılmamalı”
KTEPH Farkındalık Günü kapsamında açıklamalarda
bulunan Başkent Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tankut
Akay, hastalığın koronavirüs ya da yüksek tansiyonla karıştırılmaması
gerektiğinin altını çizdi. Akay, “KTEPH hastalığı, akciğer kan damarlarının
tıkanması ya da daralmasıyla kan akışının engellenip, akciğer damarlarındaki
basıncın artması sonucu meydana geliyor. Geçmişte akciğer damarına pıhtı atan
kişilerde daha sık görülebilen bu hastalığın belirtileri arasında artan nefes
darlığı, göğüs ağrısı, kuru öksürük, ödem, yorgunluk, halsizlik hatta bayılma
hissi yer alıyor. Koronavirüs, astım veya KOAH hastalığı ile de
karıştırılabilen bu hastalıkta, farkındalığın artmasıyla birlikte ameliyatla
tedavi mümkün olup, görüntüleme ve tanı yöntemlerindeki gelişmeler, kalp damar
cerrahisinde kalp koruma tekniklerindeki ilerlemeler, ameliyat sonrası bakımda
yardımcı destek sistemlerindeki ilerlemeler sayesinde ölüm oranları oldukça
düşüktür. Belirtileri taşıyan kişiler covid testi yaptırırken sonuç negatif
çıkınca yapılan işlemler sonucu KTEPH hastalığına yakalandığını öğrenince
endişeye kapılıyor. Belirtileri taşıyan kişilerin en yakın sağlık kuruluşundaki
Göğüs Hastalıkları, Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisi polikliniklerinden
birine gitmeleri gerekiyor.” dedi.
Hastalığın yüksek tansiyonla karıştırılmaması
gerektiğinin altını çizen Akay, “Kteph hastalığının adında
"hipertansiyon" teriminin yer alması sebebiyle yüksek tansiyon ile
karıştırılıyor. Bu da hastalığın öneminin yeterince bilinmemesine sebep oluyor.
Son verilere göre akciğer damarına pıhtı atan her 25 kişiden birinde KTEPH
hastalığı meydana geliyor. ABD verilerine göre yılda ortalama her 3.000 kişiye
KTEPH tanısı konmaktadır. Ülkemizde KTEPH tedavisine yaklaşık 200 kişinin
erişebildiği tahmin ediliyor. Türkiye nüfusuna göre ise bu sayının en az 4 katı
kadar KTEPH hastasının tanı konulamadığı için gerekli tedaviyi almadığı
düşünülüyor” diye konuştu.
KTEPH’in
tedavisi mümkündür
KTEPH hastalığının kesin ve etkin tedavisinin açık kalp ameliyatı olduğunu aktaran Başkent Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Tankut Akay, “Asıl olan nokta KTEPH’te tedavi kararının Göğüs Hastalıkları, Kardiyoloji, Kalp ve Damar Cerrahisi, Radyoloji, Nükleer Tıp, Anestezi ve Yoğun Bakım uzmanlarından oluşan multidisipliner bir yaklaşımla verilmesidir. Bu hastalık ilaçla da tedavi edilebilen bir hastalıktır. Dünyada ve ülkemizde bu hastalığa özel ilaç mevcuttur ve sağlık sistemimiz tarafından da geri ödemesi sağlanmaktadır. Ameliyat yapılamayan hastalarda balon tedavisi de umut verecek bir tedavi türüdür. Bu hasta grubunun kan sulandırıcı ilaçlarına ömür boyu devam etmesi, tekrar o pıhtı çıkarılan damarlarda pıhtı oluşup oluşmadığını ve akciğer basıncının düşüp düşmediğini kontrol ettirmek için mutlaka doktor kontrollerine gitmesi gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Şırlak "Tanı
konulması zor değil”
Ankara Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mustafa Şırlak ise konuşmasında "Halk arasında pıhtıya bağlı akciğer tansiyonu olarak da bilinen KTEPH, farkında olursak tanısını koyabileceğimiz ve tedavi edebileceğimiz bir hastalık. Türkiye'de insanlar, altta bu hastalığın yattığını bilmeden astım, bronşit hatta anksiyete sebebiyle bile tedavi görüyorlar. Toplar damarında damar pıhtısı olan hastaların da yüzde 50'si bu hastalıktan muzdarip durumda. Ameliyat şansı olan ama farkındalık olmadığı ameliyat edilmemiş hastalarda 5 yıllık sağ kalım oranı 50'nin altına düşüyor.” diyerek hastalık hakkında bilgi verdi.
KTEPH Hastalığı Farkındalık Günü’nde hastalıkla
ilgili açıklamalarda bulunan Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği
Başkanı, Prof. Dr. Mustafa Şırlak, “KTEPH hastalığının oluşma mekanizması
akciğer atardamarlarına atmış olan pıhtıların iyileşemeyip orada kalıcı damar
hasarı bırakarak akciğer tansiyonunun yükseltmesiyle gerçekleşir. KTEPH
hastalarında ortaya çıkan hastalığın asıl sebebi ise pıhtılaşma sonrası damarın
yeniden hastalıklı bir biçimde şekillenmesidir.” dedi. Şırlak sözlerine,
"Kan grubu A, B ve AB olan", "kanı pıhtılaşmaya meyilli olan
hastalar" ve "antifosfolipid sendromu olan hastalar" risk
grubundadır” diye devam etti.