Alanında Bir İlk. ‘Kronik Hepatit B Hasta Kayıt Çalışması’




Mete Generaloğlu / Sağlıkmuhabiri.Net/Ankara

Viral Hepatitle Savaşım Derneği düzenlediği basın toplantısı ile halk sağlığını önemli derecede tehdit eden bu hastalıktan korunma yolları ve tedavisindeki yaklaşımlar ve alanında ilk olan “Kronik Hepatit B Hasta Kayıt Çalışması”nın detaylarını paylaştı. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Hatice Rahmet Güner, KHB tedavi alanında bir ilk olan “Kronik Hepatit B Hasta Kayıt Çalışması” nın detaylarını paylaşarak, “Türkiye’ de KHB tedavi alanında ilk olacak olan hasta kayıt çalışması, ülkemizde Kronik Hepatit B hasta yolculuğunu ortaya koymak, ulusal bir veri tabanı eksikliğini tamamlamak, karar vericilere kaynak sağlamak açısından oldukça büyük önem taşımaktadır. Retrospektif yani geriye dönük çalışmalar; epidemiyolojik sürveyans, hastalığın değerlendirilmesi ve tedavinin sağkalım ve hastalığın ilerlemesi üzerindeki etkisi üzerinde önemli bir katkı sağlamaktadır.” dedi.


Viral Hepatitle Savaşım Derneği tarafından düzenlenen basın toplantısına;  Viral Hepatitle Savaşım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Üniv. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniv. Ankara Şehir Hastanesi  Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hatice Rahmet Güner ile İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Toplantıda konuşan Viral Hepatitle Savaşım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, tüm dünyada yaklaşık 257 milyon hepatit B, 71 milyon da hepatit C taşıyıcısı veya hastası bulunduğunu belirterek, hepatit B ve hepatit C virüslerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. 

Prof. Dr. Fehmi Tabak, “Ülkemizde HBV sıklığı yüzde 4, HCV sıklığı ise yüzde 1 olup, yaklaşık 2 milyon hepatit B ve 300.000-400.000 hepatit C hastamız olduğu tahmin edilmektedir. Hepatit C hastalarımızın tanı koyulduğunda yüzde 20’sinin ileri evrede yani sirotik olması çok acı bir gerçektir. Tüm dünyada bir yılda 1.3 milyona yakın kişi Hepatit B (HBV) ve Hepatit C virüsünün (HCV) yol açtığı Kronik hepatitlere bağlı komplikasyon olarak gelişen siroz ve karaciğer kanseri nedeniyle kaybedilmektedir” dedi.

Prof. Dr. Tabak Hepatit B ve C’nin virüsle enfekte olmuş kan ve kan ürünleriyle, steril olmayan aletlerle yapılan tıbbi ve cerrahi girişimlerle, dammar içi uyuşturucu kullanımıyla, dövme ve piercing uygulamaları ile, doğum sırasında anneden çocuğa ve nadiren de olsa virüsü taşıyan kişiyle girilen korunmasız cinsel ilişkiyle bulaştığını kaydetti. 


Hepatit B ve C’nin tedavi edilebilir bir hastalık mı ?

Günümzdeki imkanlarla kronik hepatit B’nin tedavi ile kontrol altına alınabilir; kronik hepatit C’nin de tedavi edilebilir bir hastalık konumuna geldiğini sözlerine ekleyen Viral Hepatitle Savaşım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, “ Yaklaşık 5 yıldır hepatit C hastalarımızın yeni antiviraller ile tedavisi SGK tarafından karşılanmaktadır. Bu tedavilerin başarı oranı da neredeyse %100’e yakındır ve hastalık bir daha tekrarlamamaktadır. 

Hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu aşıyla korunulabilir bir hastalıktır. Sağlık Bakanlığı 1998 yılından beri hepatit B aşısını çocukluk aşı programına almış olup,yüzde 90’ların üzerinde başarı ile bu programına devam etmektedir. Yaklaşık 30 yıldır hepatit B veya hepatit C’ye bağlı Kronik hepatitler tedavi edilebilmektedir. Kronik hepatit B tedavisinde değişik sayıda tedavi sözkonusu olup, hastalar günde 1 tablet ile tedavi edilebilmektedir. 30 yıl önce başlayan Hepatit C tedavisinde bugün için yeni tedavi yöntemleri ile 2-3 ay gibi kısa sürede hastalarımızın nerede ise tamamı tedavi edilebilmektedir. Ülkemizde Hepatit B ve C hastaları, dünya standartları ölçüsünde tedavi imkanına kavuşmuşlardır” diyerek sözlerini sürdürdü.  

Hepatit C ile ilişkili hastalık yükünün önümüzdeki birkaç on yıl içinde artacağının öngörüldüğünü ifade eden Prof. Dr Tabak, “Tedavi edilen hastalarda siroz ve kansere bağlı ölümleri önemli ölçüde azaltmaktadır. Covid-19 pandemisi yeni tanı koymada ve tedavide aksaklıklara yol açmıştır. Tedavinin gecikmesi uzun dönemde maliyetleri artırmaktadır. Bugün için tedavi edilebilen bu hastalıkta farkındalığı arttırmak çok önemli bir hale gelmiştir.” İfadelerini kullandı.


Alanında Bir İlk: Kronik Hepatit B Hasta Kayıt Çalışması 

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniv. Ankara Şehir Hastanesi  Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hatice Rahmet Güner ise konuşmasında, KHB tedavi alanında bir ilk olan “Kronik Hepatit B Hasta Kayıt Çalışması” nın detaylarını paylaştı. Prof. Dr. Güner, “Türkiye’ de KHB tedavi alanında ilk olacak olan hasta kayıt çalışması, ülkemizde Kronik Hepatit B hasta yolculuğunu ortaya koymak, ulusal bir veri tabanı eksikliğini tamamlamak, karar vericilere kaynak sağlamak açısından oldukça büyük önem taşımaktadır. Retrospektif yani geriye dönük çalışmalar; epidemiyolojik sürveyans, hastalığın değerlendirilmesi ve tedavinin sağkalım ve hastalığın ilerlemesi üzerindeki etkisi üzerinde önemli bir katkı sağlamaktadır. Hastane kayıtlarından elde edilen verilerle birincil amaç Kronik Hepatit B hastalığında tedavi etkililiğinin değerlendirilmesidir. Çalışma sayesinde ülkemiz KHB tanı ve tedavisinde önemli istatiksel veriler elde edilecektir.” dedi.

Geriye dönük bilgilerin toplandığı bu çalışmaya 2010 ve 2020 yılları arasında Kronik Hepatit-B tanısı almış ve tıbbi kayıtlarla belgelenmiş tüm hastaların dahil edileceklerini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Hatice Rahmet Güner, “Türkiye’de 17 enfeksiyon merkezinden 5000 hastanın kayıt altına alınması planlanmaktadır. Hastane kayıtlarından elde edilen veriler elektronik olgu rapor formu ile toplanacaktır. Geriye dönük hasta kayıt verilerinin tamamlanmasının ardından, çalışmanın ileriye dönük de devamı planlanmaktadır. Bu sayede artan merkez ve hasta sayıları ile beraber ulusal KHB hasta kayıt sistemi oluşturulmuş olacak. Bu veriler de birçok kongre ve dernekler aracılığı ile hekimlerimiz ile buluşacak ve karar vericilere önemli bir kaynak olacaktır. Büyük bir heyecanla başladığımız bu kayıt çalışmasının uzun yıllar biz ve bizden sonraki nesiller tarafından da devam ettirilmesini; ülkemize, hastalarımıza ve hekimlerimize yardımcı olmasını dileriz ” diye konştu.


DSÖ, tüm ülkeleri birlikte çalışmaya çağırıyor! 

İstanbul Üniv. İstanbul Tıp Fak. İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu da konuşmasında, DSÖ’nün bu sağlık sorunu ile ilgili yapmakta olduğu çalışmalara dikkat çekerek, “Öncelikli müdahale gerektiren önemli bir halk sağlığı sorunu olan viral hepatit, COVID-19 salgınının ortasında da binlerce can almaya devam ediyor. DSÖ verilerine göre her 30 saniyede bir kişi hepatitle ilişkili hastalıktan yaşamını kaybediyor. Karaciğer kanseri de dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorununa neden olan viral hepatite karşı farkındalığı artırmak için 28 Temmuz; Dünya Hepatit Günü olarak değerlendiriliyor.  Her yıl farklı temalarla çeşitli farkındalık çalışmaları yürütülüyor.  Dünya Hepatit Günü 2021 yılı teması; ‘Hepatit bekleyemez’ sloganı ile hepatitin bir halk sağlığı tehdidi olarak 2030 yılına kadar ortadan kaldırılması için gereken çabaların aciliyetini aktarmak hedefleniyor” dedi.

DSÖ'nün 194 üye devletinin, viral hepatitleri 2030 yılına kadar bir halk sağlığı tehdidi olarak ortadan kaldırmayı taahhüt ettiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu, Tanı oranlarında yüzde 90’a tedavi oranlarında yüzde 80’e ulaşarak ölüm oranlarında yüzde 65 azalma sağlanması küresel hedefler arasında yer alıyor. Bu önemli halk sağlığı sorununun ortadan kaldırılması beş sinerjik önleme ve tedavi müdahalesi ile sağlanabilir. Bunlar ilk olarak, gözetim ve program verilerine dayalı stratejik bir bilgi sistemininin geliştirilmesi, ikincisi, test ve tedaviye yönelik hizmet kapsamının hızla büyütülmesi, üçüncüsü, viral hepatitlere yönelik hizmetlerin herkese fayda sağlamak için bir halk sağlığı yaklaşımıyla sunulması, dördüncüsü, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminde sağlık için iyi bir çerçeve olan evrensel sağlık kapsamını mümkün kılmak için sürdürülebilir finansman temini, beşincisi, eliminasyon hedeflerine ulaşmak için yeni teşhis ve aşılama yöntemlerinin acilen geliştirilmesi, test edilmesi ve sunulması” ifadelerini kullandı,

Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu “Viral hepatite küresel yanıtta erken bir kazanç, hepatit B aşısının etkili bir şekilde ölçeklendirilmesiyle elde edildi. 2015 yılında, bebeklik döneminde üç doz hepatit B aşısı ile küresel kapsam yüzde 84'e ulaştı. Bununla birlikte, ilk doğum dozu aşılamasının kapsamı hala yüzde 39 oranındadır.

Türkiye’de yaklaşık 950.000 karaciğer sirozlu ve 75.000 karaciğer kanserli hasta var. Ülkemizdeki karaciğer sirozu ve karaciğer kanserlerinin yüzde 60’ından hepatit B, C ve D virusları sorumludur.   Türkiye’de tanı konmayı bekleyen hepatit B ile infekte 1.5 milyon ve hepatit C ile infekte 270.000 erişkin var. Viral hepatitlerle ilgili toplumsal farkındalığın arttırılması, Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol programındaki aksiyonların gecikmeksizin devreye sokulması ülkemizdeki viral hepatitlerin eliminasyonu hedeflerine ulaşılmasında temel taşları olacaktır.” diye konuştu.



Haber Resimleri